Almanya'da yaşayan Türklerin sorunları ve gelecekte oluşabilecek sorunlar

      1961 Yılında Almanya ile Türkiye hükümetleri arasında yapılan anlaşma ile Almanya Türkiye'den işçi alımına başlamıştır. O yıllarda iş gücüne ihtiyacı olan Almanya bu açığı Türkler ile kapatmak istedi. Tabi ilerleyen yıllarda bunun Sosyolojik açıdan bir sorun teşkil edeceklerini biliyorlar mıydı yoksa bilmiyorlar mıydı orasını da ben bilemem. 


     İlk olarak giden işçiler belirli miktar para kazanıp geri vatanlarına geri dönme gayesinde idiler.       Fakat kimileri bulundukları ülkeyi sevip orada yaşama kararı aldılar. İlk giden jenerasyon ile Almanlar arasında büyük bir dil sorunu vardı. 1970 yılında göç eden birisine bu soruyu yönelttiğimde bana verdiği cevap şu şekilde olmuştu: ''İlk gittiğimiz yıllarda Almanların bize ihtiyacı vardı ve bize çok iyi davranıyorlardı. Markete gidip süt istediğimizde inek taklidi yapıp süt sağıyormuş gibi elimizle gösterir işaret dili ile anlaşırdık. Yumurta isteyince tavuk taklidi yapardık. Şimdi yaptıklarımızı düşününce çok komik bir durumda olduğumuzu anlıyorum.'' demişti.
  Fakat ikinci jenerasyon ile yani ilk giden göçmenlerin çocukları ile bu dil problemi bir nebze olsun aşılmıştı. İkinci jenerasyon okulda Almanca evde ise Türkçe konuşuyordu. Yavaşça entegre oluyordu Türkler. Ama dediğim gibi yavaşça.


Üçüncü jenerasyon ise ilk giden göçmenlerin torunları bu bağlamda günümüzdeki en genç kuşak oluyor. Üçüncü jenerasyon göçmen Türklerin en çok sorunlar karşılatığı jenerasyondur.
Çünkü kimlik karmaşası yaşayan gençler kendilerini tamamen Almanya'ya veya Türkiye'ye bağlı hissetmiyorlar. Almanyada arkadaşları onlara Türk diyor. Türkiyede ise ''Almancı''


Almanya'da gözlemlediğim kadarıyla iki tip Türk ailesi var.
  1. Dışa kapalı Türk ailesi
  2. Asimile olmaya yakın Türk ailesi


Dışa kapalı Türk ailesi:

Bu aile yapısında ailenin tüm dostları ve birlikte vakit geçirdiği çevre Türklerden oluşmaktadır.
İçlerinde düşük bir azınlık olsa da ikinci jenerasyon ebeveynlerden bazıları Almanca dahi bilmemektedir. Alışveriş yaptıkları yerler Türk marketleri. Dışarıda Türk restoranları dışında yemek yemezler. Türklüğe ve İslam'a fanatiklik ile bağlıdırlar. Çevresindeki asimile olmaya yakın Türk ailelerden pek hoşlanmazlar. Almanya devletinin gözünde birer entegrasyon sorunudur bu tip aile.


Asimile olmaya yakın Türk ailesi:

Bu aile yapısı ise Türklükten uzaklaşmış yeni doğan dördüncü jenerasyon çocuklarına Türkçe dahi öğretmeyen bir aile yapısıdır. Dışa kapalı olan ailelere bağnaz, cahil, eğitimsiz gözüyle bakarlar.
(Tabi ki belirtmekte fayda var bu dediklerim bir  genelleme değil sadece benim kendi gözlemim.)
Bu aile Türklerden çok Avrupa halkları ile arkadaşlık yapmayı tercih eder. Avrupa halkları diye belirtmemin sebebi Almanyadaki diğer göçmen aileler ile de dostluk kurarlar. Milliyetçilik ve İslamdan uzaktırlar. İçlerinde bazıları Türkleri ve Türkiye'yi beğenmez ve aşşağılar bile.
Asimile olmaya yatkın olan bu aile türü içimde ister istemez bir kuşku uyandırmakta.
Bundan 1-2 jenerasyon sonra asimile olup Türk olduklarını bile hatırlamayabilirler. 
Bu da Alman Devletinin başarısı mı yoksa Türklerin başarısızlığı mı bilemem.
Ortada çözülmesi gereken çok sorun var ama hepsinin cevabını zaman verecek. 
Bakalım ilerleyen yıllarda ne olacak.


                                                                                      
                                                                                                                      27.07.2018
                                                                                                                    Emirhan KILINÇ
















Yorumlar

Popüler Yayınlar